20 Temmuz 2013 Cumartesi

KABA KURGU SAVAŞLARI 09-19 TEMMUZ 2013

1. KABA KURGU SAVAŞLARI

8 Temmuz 2013 tarihli dönüşümüzün ardından bir günlük dinlenme arası veriyoruz. Buna dinlenmek denirse tabii.

9, 10, 11 Temmuz tarihleri görüntü izleme, gruplama, betimleme ve çekim senaryosu hazırlıklarıyla geçiyor.


Mevcut bilgisayarlara ek olarak benim bilgisayar da devrede. Özellikle Gopro görüntüleri bilgisayara aktarılırken bazı görüntülerin çevrilmediğini fark ettik. O yüzden benim bilgisayardaki yedek görüntülerden doğrulama yaparak ilerliyoruz.


En çok güvendiğimiz CF kartımız sorun çıkardı. En hızlı kartımız oydu çünkü. Son gün Saraybosna görüntülerimizi onun içindeydi ve korkulu, endişeli, sıkıntılı anlar yaşattı bize. Tünel, su kaynağı, Pazaryeri 2. gün ve Yanan ateş görüntülerimiz bu kartta yer alıyordu.

Bir iki gün sonra bir kurtarma programıyla önce resimlerimizi kurtardık. Ve tam beş gün sonra bir başka kurtarma programı yardımıyla çektiğimiz görüntüleri eksiksiz kurtarmayı başardık. Daha doğrusu Nihat Abi başardı. Bayram yeri gibiydi kurgu odası. 

Bu arada mesai saatlerimiz Ramazan dolayısıyla alışılmışın hayli dışında. Akşam 20.00- 03.00 saatleri arasında çalışıyoruz. Dünyada oruçlu iken yapılamayacak işlerin başında kurgu yer alıyordur diye düşünüyorum.



12 temmuz-19 Temmuz tarihleri arasında az yukarıda beyan edilen çalışma saatleri çerçevesinde kaba kurgumuzu tamamladık.


















Sıcaktan ve sıkıştırılmamış hali 800 GB'ı bulan görüntü stokundan dolayı yazılım ve bilgisayarlarımız zor anlar yaşıyor. Artık programın kendini kapatma saatlerini tespit ettik. O kendini kapatmadan biz kayıt tuşuna basmış oluyoruz. (Tabii her zaman değil.) Kapanmalar 23:40, 00:30, 01.25, 02.20 civarlarında oluyor. (Meraklısına paha biçilmez istatistik.)








21 Temmuz pazartesi akşamından itibaren ince kurguya başlıyoruz. Senaryo metnimizde gerekli çekim senaryosu değişikliklerini tamamladık. (Ya da biz öyle sanıyoruz... Bakalım göreceğiz.)

Kurgunun uzaması ortaya çıkacak çalışmanın sağlığı açısından çok iyi ve hatta gerekli olmasına rağmen maliyete getirdiği veya getireceği ek yüklere bakıldığında düşündürücü. Ama yapılabilecek bir şey yok.

İnce kurgu ile birlikte renk ayarları da kontrol edilecek. Ağırlıklı görüntülerimiz sırasıyla, Taşların her tonu, yeşil ve tonları, gökyüzünün her tonu ve diğer olarak sıralanabilir. Bir de gül ile önem kazanan kırmızımızdan söz edebiliriz.

Belgeselin müzikleri ile ilgili sözlü anlaşmamızı yaptık.

Seslendirmeyle ilgili görüşmelerimiz ise henüz devam ediyor. O da 22 Temmuz pazartesi gününden itibaren netleşecektir diye tahmin ediyoruz.

Belgeselin altyazı çalışması (İngilizce ve Boşnakça) ile ilgili henüz bir teşebbüste bulunmadık. Sebebi ise çekim senaryosunun nihai halini henüz almamış olması.

Belgeselin başında ve sonunda yer alacak drama ile ilgili oyuncu seçimi ve mekan çalışmalarımız sürüyor. Muhtemelen yarın (21 Temmuz) en azından mekan konusu netleşecek.

Pazartesi veya salı (22-23 Temmuz) tekrar görüşmek üzere.


8 Temmuz 2013 Pazartesi

İLK AŞAMANIN SONU

Bugün sabah erkenden Pazaryeri'nin canlı halini çektik. Dünkü Pazaryeri çekimlerimizde pazar boştu.


Ardından Sarajevo Spring'e, Saraybosna'daki su kaynağına gittik. Faytonda Gopro kullandık ama görüntüler yolların bozuk olmasından dolayı sınırlı bir şekilde kullanılabilecek. Harika olduğunu düşündüğümüz çekimler yaptık.






Son durağımız Hayat Tüneli'ydi. Savaş yıllarının özetiydi adeta.










Sırada arabamızla vedalaşmak vardı. Çok kahrımızı çekti ve bizi hiç üzmedi.




Sonunda İstanbul'dayız. Tripodumuz Amsterdam uçağının bagajlarına karıştığı için 9 numaralı bagaj alım alanında 1,5 saat bekledik. Olacak artık o kadar.


Başta Nihat Çeliker olmak üzere herkese teşekkür ederiz.
Mustafa Çetin


7 Temmuz 2013 Pazar

SARAYBOSNA

Bugün esasta son çekim günümüzdü. Verimli bir gün olduğu söylenebilir. Sabah ilk iş olarak Osmanlı tabyasına çıktık. Osmanlı kalesinin çekimlerini uzaktan yaptık. Çünkü aşağıda şehirde çok ayrıntı işimiz vardı.






Ardından Nihat Abi bütün Saraybosna'yı çepeçevre saran şehitlik ve şehitlik olarak da kullanılan mezarlıkların uzak çekimlerini yaptı. 

Aliya İzzetbegoviç'in mezarını ziyaret ettik ve çok ayrıntılı çekimler yaptık.





Sonaraki durağımız diğer köprülere nazaran daha az bilinen Keçi Köprüsü'ndeydi. (Kozija Çuprıya) Şehrin dışında ve orman içinde bir köprü. Çok güzel bir köprü ve bulunduğu yerle bütünleşmiş bir havası var.






Sonraki durağımız,  Latin Köprüsü'nün şaşalı hayatı yüzünden pek hatırlanmayan Şehir Köprüsü adlı Osmanlı eseriydi. Sessiz sedasız ama görevinin başında bir hali var.



İnat Kuça tam da Şehir Köprüsü'nün yanı başında.  Evini kamulaştırmak isteyen Avusturya Macaristan İmp. idarecilerine kök söktüren bir İnatçı Boşnağın hikayesi gizli bu evde.



Sırada savaşın ilk trajedilerinden biri olana şehir içindeki patlamanın olduğu yere konulan şilti görüntüledik. Bu ülkenin her yeri, her köşesinde oturup ağlanacak bir yer var ne yazık ki.

Hemen ardından savaşın bitimine bir şekilde ivme kazandıran pazar yerindeki patlamanın yaşatıldığı alana geldik. Her yere bir şekilde sinmiş acıların görüntülerini kaydettik.









Yogoslavya için ölen Boşnak, Sırp ve Hırvatlar için hazırlanmış bir çeşit anıt olan yanan ateşin önünde çekimlerimizi yaptık.Bu bölgede ölenler için çok anıt var. İnşallah bundan sonraki anıtlar yaşayanlar için olur.




Gazi Hüsrev Paşa Cami ve şehir içi ayrıntılarla günü tamamladık.




Böylece çekimlerimizi tamamladık. yarın uçağımız saat 2'de. O saate kadar eksik gediğimiz varsa onları da çekeceğiz. Ardından da ver elini ana vatan.

Bosna bir hüzün, ayrılmaksa başka bir hüzün